İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Kooperatiflere Yönelik Protokolleri İncelemede
Sayıştay Dairesi Başkanlığı, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne ait 2024 yılı harcamalarının yer aldığı denetim raporunu kamuoyuna sundu. Raporda en çok dikkat çeken kısım, eski belediye başkanı Tunç Soyer döneminde gündeme gelen ve yargılamalara yol açan kooperatifler üzerinden yürütülen kentsel dönüşüm uygulamaları oldu. Sayıştay, raporda ortaya çıkan usulsüzlükler ve kamu zararı riski nedeniyle belediyenin yasal süreci başlatması gerektiğini bildirdi.
Kentsel Dönüşüm Projesinin Protokol İhlaliyle Devri
Denetim bulgusunda, “Büyükşehir Belediyesi’nin Şirketine Verdiği Kentsel Dönüşüm İşinin Kooperatiflere Kanuna Aykırı Devredilmesi” başlığı altında ciddi iddialar yer aldı. İZBETON aracılığıyla kooperatiflere devredilen kentsel dönüşüm yapım işinde 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’na uymayan kooperatiflere iş verildiği tespit edildi. Ayrıca, Büyükşehir ile şirket arasındaki protokollerin “Devir” maddesine rağmen, Büyükşehir Belediyesi’nden yazılı izin alınmadan bu devirlerin gerçekleştiği görüldü.
Şirket Yöneticilerinin Denetimi İhmal Etmesi
Raporda, kendi arsası olmayan kooperatiflerin müteahhitlik yetki belgesi alamayacağı ve bu işi hukuken yapmalarının mümkün olmadığı belirtildi. İnşaatların yapım ruhsatlarında müteahhit olarak İZBETON AŞ, yapı sahibi olarak ise Büyükşehir Belediyesi’nin yazıldığı kaydedildi. Şirket yönetim kurulunda bulunan belediye başkanı ve genel sekreter gibi üst düzey yöneticilerin, süreç boyunca denetim ve kontrol yetkilerini kullanmadıkları vurgulandı. Örnekköy’deki 3. ve 4. etapların teslim süreleri uzamasına rağmen fiziki imalat seviyelerinin beklentilerin çok altında (%19,24 ve %32,09) kaldığı belirlendi.
Belediye Yönetimine Kamu Zararını Giderme Talimatı
Sayıştay, raporun sonunda belediyeye açıkça, “inşaatların gecikmesi, kira yardımı ödemeleri ve kanuna aykırı devirler sebebiyle oluşan zararlara neden olanlar hakkında gerekli hukuki sürecin işletilmesi” gerektiğini bildirdi. Kamu idaresinin, bu zararları gidermeye yönelik hukuki sürecin başlatıldığına dair net bir cevap vermemesi, Sayıştay’ın bu uyarıyı raporunda yeniden öne çıkarmasına neden oldu.

